Muhasebe, hayaller âlemine açılan en önemli kapılarından olan kadim bir mesleğin icrasıdır.

İddialı bir giriş yaptığımın farkındayım.

Ancak bir ülkenin geleceğini hesap ederek, kalkınmasına katkı sunan bir mesleğin; her anlamda üreten ve tüketen toplumunu dizayn edebilmesi çok kolay değildir.

“Geleceğe değer katan bir meslek” diye tabir ettiğimiz kavramın aslında yaşadığımız günden yarına güvenilen ellerde uygulanmak üzere teslim edilmesinin mana ve ehemmiyetini doğru okumamız gerekmektedir.

Kamu adına hizmet veren meslek insanlarının bu bilinç ile üzerlerinde bulunan ağır yükün altından kalkabilmesi ve görevlerini zamanında eksiksiz yapabilmeleri kuşkusuz çok önemlidir.

Dolayısıyla muhasebe mesleği kendi doğası gereği dünyada önemlilik addedilen meslekler arasında önlerde yer aldığı kesindir. Hatta bu sebepledir ki, dünyada 10 Kasım günü muhasebe(ciler) günü diye atıfta bulunularak kutlanmaktadır.

Elbette 10 Kasım gününü kutlayan ülkelerin bu günü tatil ilan etmeleri ile önemli bir mana yüklemelerinin yanında farklı günlerde tatil ilan etmeden kutlayanların da olduğu bir gerçek.

Peki, Türkiye ‘de muhasebeciler günü neden farklı bir tarihte kutlanıyor?

Bunun en önemli sebebi 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ‘dür.

10 Kasım 1938 günü saat 09.05 ‘te sonsuzluğa uğurladığımız, Ülkemizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk anısına her yıl tutulan ulusal yastır.

Dünya ile aynı tarihte kutlama yapmamız bu bakımdan mümkün olamaz.

Konu ile alakalı tartışmalara farklı bir boyuttan girerek toparlamaya çalışmak gerekirse; Türkiye ‘de muhasebeciler günü farklı bir tarihte ve kutlanmaya başlandığı 1994 yılında Sakarya’da yapılan Oda Başkanları toplantısında alınan karardan bu yana tartışmalı olarak süregelen bir günü kutlamaktadır.

Ne yazık ki muhasebe camiası kutlama gününde hem fikir olamamış ve içine sindiremediği Mart tarihini kabullenememiş görünmektedir. Burada tıpkı Hasan Aykın ‘ın[1] yazısında belirttiği neden sonuç ilişkisine girmeyeceğim ve fakat Kanunun Resmi Gazete ‘de yayımlandığı Haziran ayı etkinlik ayı olmaması vesilesiyle, önem addedilen günün sönük ve pasif bir kutlama olacağı muhakkaktır.

Böyle bir gerçekliğinde altını çizerek beyan ve ifade etmek isterim.

Her ne kadar gönlüm Haziran döneminde kutlanmasını istemiş olsa da, mantığım ve bir takım doğrular gerçekliğinde Mart döneminin tercih edilmesi gerektiğini görebiliyorum.

Gerekli özen ve ihtimamın verilmesi gereken bu güne sıradanlık gölgesi düşürülmemesi meslek mensupları ve birliğimizin birinci vazifesi olmalıdır.

“Muhasebe Mesleği toplumsal sorumluluktur.”

Neden diye başladığımız olgunun, sonuç ilişkisinde çelişkileri yıkarak, oradan bir hüküm elde ediyorsak, artık illiyet bağı kurulmuş olduğundan bahsedebiliriz. Sorgulayarak elde ettiğimiz ilerleme bize zaferdir. Gerisi gürültüye kuyruk olmaktır.

Dolayısıyla Muhasebe Mesleği ele alınırken, toplumsal sorumluluk kavramının iyi analiz edilmesinde fayda vardır. Mesela işçi sınıfının alın terini korumak bu mesleğin olmazsa olmazı değil midir? Ekonomik tabloların oluşturulması esnasında hem an itibarıyla durum tespiti hem de önümüzdeki ufuk noktasına ulaşmaya gayret ederken izlenecek yolun göstericisi olmak umudu artırmak, atiye olabilecek kelebek etkisini göstermek muhasebeye has bir durumdur. Elimizde var olan fenerin tünelin sonundaki ışığa ulaşmak için alınan yolu aydınlatacağına ve ne kadar meşakkatli ve uzun olabileceğine olan katkısını unutmayalım.

Muhasebe mesleği bu anlamda Ülkemize nefes aldırmaktır. Bu özende olmalıyız.

Martın 1 nci ve 7 nci günü kutlanan MUHASEBE HAFTASI, görünüşte Haziran ayının kutlama için doğru tarih olmasını isteyenler tarafından gerçek sanılmasına yol açan, algı yanılmasından başka bir şey değildir.

Duyularımızın hissettiği belki mesleğin ilk 3568 sayılı Kanun teklifinin kabulü ile üzerinde durduğumuz konunun halli sağlanmış olmuyor.

Bu durum belki de yoğun ve sığ bir düşüncenin meslek üzerindeki olumsuz baskısını artırarak, mensuplarının heyecansız ve sönük kalmasına neden olabilir bu durum. Muhasebe meslek insanları birçok sorunlarıyla mücadele ederken, üzerine anlamsız ve ruhsuz bir günü murat diye kabul ederek kutlaması çok da iyi bir düşünce değil sanıyorum.

Hâlbuki Ülkemizde de “Muhasebe Mesleği” zorlu bir yolculuktan sonra elde edilmiş bir kazanımdır. Kurtuluşunun havai fişeği de çok ama çok uzaklardan görülebilir ve yüreklere dokunabilir olmalı.

Yanılsama bu kutlamanın verilen Kanun teklifinin kabul edildiği, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik mesleğini düzenleyen ve 13 Haziran 1989 tarihinde yürürlüğe giren gündür. (Kabul Tarihi: 1.6.1989 Yayımlandığı R. Gazete: Tarih: 13.6.1989 Sayı: 20194 )

Fakat asıl olan Meslek Kanunu ‘nun kabul tarihi yerine, Maliye ‘nin “Vergi Haftası” hemen arkasından Muhasebe Haftası olarak bir bağ oluşturulmaya çalışıldığı gün olmasıdır.

Bugünün kabul edilme gerekçeleri teker teker odalarımız ve Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği(TÜRMOB) tarafından iyi anlatılamayarak havada kalmış olabilir. Öncelikle odalar ve üst birlikten oluşan örgütlü bir meslek topluluğunun, “BİZ”e vermiş olduğu yanlış tezahürlerin, misyon ve vizyon bağlamında yeniden yazılarak mesleğin gelişimi ve geleceği adına meslektaşa her türlü platformdan anlatılması gerekmektedir. İzaha ihtiyaç vardır.

Farkındalık çalışmalarının yapılarak muhasebe mesleği ve meslek insanlarının toplum içinde hak ettiği gibi, büyük ve itibarlı bir yerinin olduğunu algı ve duyulara kazıyarak; küçük ve değersiz gösterilmesine hemen şimdi dur demeliyiz.

MESLEĞİMİZİ SEVİYORUZ. MESLEĞİMİZ VE GELECEK ESENLİK GÜNLERİMİZ İÇİN TÜRMOB ‘UN YANINDAYIZ.

Selahattin İPEK – Bağımsız Denetçi

02.03.2022 18:27 Tarihinde lifebursa.com sitesinde yayınlanmıştır.