Enflasyonun Vergiye Etkisi ve 2024 Yolculuğu!
Enflasyon rakamları her ayın 3 ‘ünde olduğu gibi Haziran 2024 dönemine ait olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından, Aylık bazda TÜFE yüzde 1,64, Yİ-ÜFE yüzde 1,38 artış gösterdi olarak açıklandı.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında, yüzde 71,6, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 50,09 olarak gerçekleşti.
Bunun üzerine çok değerli meslek mensupları 2024 yılı 2. Geçici Vergi döneminde yapılacak enflasyon düzeltmesinde uygulanılacak katsayılar hakkında açıklamada bulundular.
Buna göre Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi(Yi-Üfe) değerleri taşıma katsayısı, 1,19493 olarak uygulanacak olup; stokları Basit Ortalama ile düzeltmek isteyen firmalar için düzeltme kat sayısı 1,03421 olarak tercih edilerek uygulanacaktır.
Söz konusu Enflasyon Düzeltme uygulaması, uzun bir aradan sonra 2023 yılsonu verilerine uygulanmak üzere yoğun bir hazırlık dönemine girmemize vesile oldu. Meslek mensuplarını sıkıntılı hale sokan bu durum neyse ki, 01-03/2024 Geçici Vergi döneminde ertelenerek, Gelir Tablosu ile birlikte verilmesi gereken Bilanço eklere dahil edilmeyerek yer almamıştır. Bu durum geçici rahatlık(!) oluşmasına vesile olmuş ve enflasyon düzeltmesinin yılda bir kez yapılabileceğine dair umutları artırmıştır.
04-06/2024 Geçici Vergi döneminde Enflasyon Düzeltmesi yapılacak mı yapılmayacak mı?
Bu hususta henüz bir açıklama mevcut değildir.
Öteleme durumu belirsizliğini korurken, bu düzeltme işlemini yapacak olan meslek insanları beklentilerini senede bir yapılması şeklinde yüksek tutarak zamanda yolculuk yapmaktadır. Herhangi bir düzenleme yapılmazsa, önümüzdeki yani 2024 yılı ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde, enflasyon düzeltmesi yapılacak ve geçici vergi beyannamelerine düzeltilmiş bilançolar eklenecektir. Bunun anlamı yılda dört Bilanço ekte verilecek olmasıdır. Bilançonun, Vergi Usul Kanunu 192 nci Maddesinde ne zaman verileceği net olarak yazmasına rağmen, Mali İdarenin bu konuda muhalefet ısrarından vazgeçmesini umuyoruz.
Öyle ki meslek camiası, odalar ve birlik yoluyla hatta Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla Mali İdare ‘ye girişimlerde bulunarak enflasyon düzeltmesi uygulamasının yılda bir kez yapılması beklentilerini daha da hassas noktada tutarak, gerçekleştirmek gayretindeler. Beklenen Enflasyon Düzeltmesi uygulamasının zaman bakımından hayali sükuta uğramamasıdır.
Peki, enflasyon düzeltmesiyle alakalı erteleme, öteleme, altı ayda bir veya senede bir yapılması senaryoları gerçekleşmezse ne olacak?
Elbette normal zamanında Geçici Vergi ekinde verilmesi gerekirse ilgili bilançoların da hazırlık çalışmaları yapılarak uygulamaya devam edilecektir. Bu defa parasal olmayan kalemler 01.01.2024 tarihinden başlayarak düzeltilmiş değerleri üzerinden dikkate alınacaklarından(2023), düzeltme işleminden sonra oluşacak enflasyon düzeltme farkları gelir tablosu ile ilişkilendirilerek vergi matrahını ve hesaplanacak vergiyi doğrudan etkileyecektir.
Enflasyon Düzeltmesi firmalarda her halükarda kelebek etkisi yaratarak finansal dar boğazın sebebi olacaktır. Eminiz. Bu durum firmalar üzerindeki finansla yükünün azaltılması açısından nasıl bir vergi planlaması yapması gerektiğine haklı temel oluşturacaktır. O halde enflasyona düzeltmesi yapacak işletmelerin aktifinde var olan stokları üzerinde de yapıcı düzenlemelere gitmesi muhakkaktır. Var olan stoklarını spot anlamda elden çıkarmak için yollar arayacaktır.
Neden?
a)Bildiğiniz üzere enflasyon düzeltmesine tabi tutulan stokların, dönem karını artırıcı etkisi vardır. Tam da bu yüzden vergi yapılanmasına gidecek firmalar stoklarını en kısa zaman aralığında satarak, küçülme yoluna gidecek ve vergi matrahlarını düşük tutmak isteyeceklerdir.
b)Bir diğer yapılanmaya bakalım. Yine bilinen o ki, stokların enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan maliyet değerleri ile satışa konu edilmesi dönem karını azaltıcı etkisi olacaktır.
Dolayısıyla enflasyon düzeltmesi doğru ve işin ehilleriyle takip edilerek itina ile yapılmalıdır. Firmanın reel verilerini iyi analiz ederek geleceği ön görenler doğru bir yapılanma ile düzeltmenin vergisel etkisini işletmelerin yapısına göre uyarlayabilirler. Enflasyon düzeltmesinin vergisel etkisi işletmelerin yapısına göre farklılık gösterecektir. Öyleyse düzeltmenin sonucunun, uygun ve kabul edilebilir olması lazım.
Bu sonuca göre, bazı işletmelerde daha az vergi ödenebileceği gibi, bazılarında ise daha fazla vergi ödenebilir.
Asıl sorum şu:
Mali İdare bu zamanlarda ortalama enflasyon rakamlarını TÜİK verilerine göre yaklaşık olarak 71.6 yüzdesinde kabul ederken, sene sonunda koyduğu hedef yüzde 36 seviyesinde değil midir?
Evet. Dediğinizi duyar gibiyim.
Dolayısıyla enflasyon, vergi sistemimizdeki yanlış yapılanmaya yüz tutmuş haliyle vatandaş ve mükellef arasında alım gücünün çok fazla düşmesiyle eser nitelikte olması gereken kar oranına bağlı olarak hızlı tepkiye sebep olmuş ve infial yaratmıştır.
O vakit ekonomiden az da olsa anlayan bir mükellef, çektiği sıkıntıların da üzerinde bir kambur olmasıyla birlikte Mali İdare ‘ye sormaz mı?
—Yüksek enflasyon ile toplamış bulunduğun olası yüksek vergiyi sene sonunda haliyle yine öngörülebilir şekilde düşük enflasyondan alıyorsunuz. Yüksek aldığınız verginin acı reçetesi ise, beyan döneminden sonra firmalarımıza iade pratiği ile dönecektir.
Firmanın finans kaynağına vergi yoluyla el koyarken bu defa iadesinde çeşitli zorluklar ve orantısız güç ile iadesine mani olmak(!) enflasyon illetinin vergiye etkisini devlet zoruyla tescillemek demek değil midir?
Birçok firma bu defa yılsonu tahmin edilen düşük enflasyon münasebetiyle vergi iadelerine başvurarak, fazladan yatırdıkları vergiyi geri alma peşine düşeceklerdir. Söz konusu bu durum önümüzdeki yakın gelecekte yüksek olasılık dâhilindeyse; “enflasyon düzeltmesinin” senede bir yapılarak ekonomik krizde olan firmalara aşırı yük bindirmemesi yerinde olacaktır.
Enflasyon Düzeltme işlemleri henüz esas alınan 2024 yılına ait vergilemeyi etkileyerek firmaların finans açsından yapılanmasına hazır değil. Ancak bilançolarda düzeltilen parasal olmayan kalemler erteleme olmadığı takdirde 2024 ve sonraki yıllarda dikkate alınacak düzeltilmiş değerleri üzerinden, hesaplanacak vergiye etki edecektir. Son zamanlarda vergi uyumu ve verginin güvenliği ile yine verginin artırılması hususunda yeni adımlar atılması gri bölge olarak bilinen alanın boş bırakılamayacağını ifade eder.
Bu vesile ile sene sonu verilecek Gelir ve Kurumlar Beyannameleri ile zamanında iadelerini alamayacak firmaların hem finans hem de finans kaynaklarına karşı rasyolarını bozmamak memleket meselesi gibi muameleye tabi tutulmalıdır.
Vergiye uyum aynı zamanda toplumun aidiyet ve sadakatine dem vurur. Mükellefiyet alanları genişleyerek, kayıt altına alınanların adil ve eşitlikçi vergicilik algısının Anayasanın 73.üncü maddesine uygunluğu gözetilmelidir.
Kamuoyu kaynaklarını sömüren kayıt altına alınamamış kazanç sahiplerinin hercailiğine son vermek için gereken kudret, Devlet İdaresinde mevcuttur.
Yeter ki, istek ve azim içinde olalım.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Mali İdare ile uygulayıcılar arasında zımni bir inatlaşmanın varlığı(!) kanaatimizce gözden kaçmıyor. 3568 sayılı Meslek Kanunu ile yetki alanların yok sayıldığı ve odalar ile üst birliğin yetkili olmasına rağmen yetkin olamadığı bu durumun en kısa zamanda halli şiddetle hasıl olmuştur.