Mesleğin 1989 ‘da takılıp kalması kimsenin değil, herkesin suçu !..

Şimdiye kadar bozuk saat misali yol alınırken, yöneticilerin yanında yer alanlara ve kendinden olanlara göz yumarak, meslektaşları peşkeş çekenler ortada iken, ve dahi bir şey yapmazken, muhasebe mesleğini gerilerden alarak, ileri bir proaktif meslek yapabilmek çok zor.

Hamasi, yanındaymışız gibi yapılan uygulama ve söylenen söz ve yazılan yazılar artık duvar etkisi yapıyor. Yani duvarlardan dönüyor.

Gelecek için, öncelikle bu asalaklardan kurtulmalı. Doğruyu bizlerden sözde daha iyi görenlerin körlüğünden(!) kurtulmalı..

Oysa bizler ne yapıyoruz ? Anlayamadığım ne gibi bir çıkarın peşinden dört nala ve ısrarla bugüne dek yanlışın yanında yol almaya devam ediyoruz. Sanki, özgürlüğümüzü bahşedenlerin, dayattığı her şeyde, arpalıktan düşen kırıntılara tamah ederek, zulmü alkışladık !..

Anlaşılır değil…

Kıyama kalkıldığı 2011 ‘den bu yana, rahat değiller, son demleri !.. Çünkü “sevap münafıklığı” yaparak gelip, baş köşede olan sırça köşkleri artık taşlanmakta.

Sanıyorlar ki, kimse farkında değil, zımni koydukları sansürlerden. Meslek mensupları veya bu meslek, öncelikle yönetim eskilerinden kurtulmalı. Bir şey yapacak beklentisi ile yönetime talip olanlar, verdikleri söz ve taahhütleri, hatta vaatleri unutarak, kademedekiler ile aynılaşıyorsa, bildikleri gibi bu nesil meslek insanları artık uysal koyun değillerdir.

Bu zamana kadar, zımni sansür uygulayanlar, çok iyi bilir ki, kendi avanesi değil, aksine umut tacirliği yaptıkları meslektaşları, onları baş tacı ederek, ilahlaştırdılar. Lakin inananlar hayallerinde boğuldular. Meslekte bitti. Kendileri de…

O avaneler mi ne oldu ?

Onlar kendi ali menfaatleri için safları sıklaştırıp, dürüst yapılan bir muhasebe mesleğinden yapamayacakları servetlerinde, yönetim gücü ve haksız rekabet kuralsızlığında(!), kralları aratmayacak bir yaşam biçimine yükselerek, sahanın gerçek durumuna ait kötü resimlerin merkezine oturmuşlardır.

Gettolaşan gruplar, duvarları ördükçe, kendi STK ‘mızdan icraatları anlatması beklenen, lakin tersine adı ile ONLARDAN HABERLER (!) gibi, salak / saçma bir yayım organını yönetim elitlerinin kullandığı paçavraya dönüştürüyor.

Bu gruplaşarak, köşeli yarınlar hazırlayanların temsilcileri(!) İSMMMO ve TÜRMOBDA yönetimdeler. Meslek insanları için namevcut oluşları, çaresizlik içinde aslında çarenin kendi ayakları üzerinde kıyama kalkacak olan meslek insanlarıdır. Bu yönetemeyenler ise duraklama dönemin de, lale devrini avaneleri ile yaşayarak, algıları manipüle etmekle meşguller.

ACZ İÇİNDE oldukları o kadar barizken, seçime beş kala yine bu hali fırsata çevirmenin yolunu aramaktalar.
Meslek insanları ise tüm bu hayal kırıklığının tam ortasında, geleceğini kestiremeyen bir panik atakla, piyasa kurnazlarının ağlarında kendi hallerinde bir çıkış yolu aramaktalar.

Kendi kendilerine var ettikleri ve en alt hiyerarşiye de ister bağımlı, ister bağımsız meslek insanlarını koydukları aşikar değil midir? Omuzlarında yükselen bu üstün elitlerin doluştuğu bu arpalıkların, nasıl bir zafiyet ile zaafa uğramış olduğunu artık görelim.

Enteresan dediğinizi duyar gibi oldum bir an !..

Kapılar arkasında bir birinden farkı olmayan insanlar, kapı önüne konduklarında hangi yaptıkları ile anılacaklar?

Açıktan açığa her yerden liyakatsiz yalaka ve yağcı ve yandaş olanlar ile boy resimleri verenleri ve hatta öncelikle delege olanlar ile var olanlara şirinlik edenleri sintine etmeli. Sonrası kendiliğinden yükseliştir. Bu ister teknoloji katmanında, ister hangi katmanda olursa olsun… Fark etmez.

Kapalı kapılar ardında yapılan söylevler ile genelin ağzına bir parmak bal çalanları şimdiye kadar hiç bir şey yapmadıklarına tanıklık etmekteyiz. Son seçim zamanında seyredin alemi !!! Bahçesi farklı, gülüm dediği farklı olanlar ile, isim değiştirerek ortaya çıkanlara bir bakın… O vücutların önce oy için nasıl avcı olduklarına, bunun için ise neler yaptıklarına ve sonra nasıl delege avcısı olduklarına…

Peki Birlik ve odalar… Ne için varlar, amaç ve konuları nedir?

İcraat yok. Olmadığı için üzerinde yazmaya da gerek yok. O cephe bildiğiniz gibi!..

Varsa bir kurşunları onu da, seçime beş kala harcayarak, nisyan ile malum insancıkların(!) hafızalarına yazılmaya ve oy sandığından pişkin çıkmaya çalışacaklar. Birlik ve grup sıfatlarını tartışarak felsefesinde okuyanlara “mış / muş ” yaparak.

Gürültüye yine kuyruk olmayacağımız bir geleceğin heyecanında, hayallerimizi hayata geçirebileceklere kurmayı unutmayalım!

İyi uykular!..

Saygılarımla…
04.01.2018