Bilindiği üzere, 7326 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, 09.06.2021 tarih ve 31506 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili Yasanın 11. Maddesi ile de 213 sayılı VUK ’nun geçici 31. Maddesine 7. fıkra eklenmiş ve Kanunun yürürlüğe girdiği 09.06.2021 tarihi itibarıyla, işletmelerin aktifine kayıtlı taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini, en geç 31.12.2021 tarihine kadar yeniden değerleyebilmelerine imkân sağlanmıştır.

Uygulamanın usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenerek 530 sayılı VUK Genel Tebliği, 16.07.2021 tarih  ve 31543 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğü girmiştir. Yeniden değerleme sonucu oluşan değer artış fonu üzerinden, %2 verginin ilk taksiti işlemin  yapıldığı ayı takip eden ayda(ayın son günü dahil) beyan ve ödenmesi gerektiğinden, 3. Geçici Vergi yani Temmuz / 2021 – Eylül / 2021 döneminde Yeniden Değerleme işlemi yapan firmalar bulunmaktadır. Bu firmaların amacı, sayıca fazla olmamalarına rağmen Tebliğin yürürlüğe girmesiyle, önemli bir vergi avantajını hemen kullanarak 3. Dönem Geçici Vergi için avantaj sağlamışlardır. Kalan işletmeler ise en geç 31.12.2021 tarihi itibarıyla yapmış olacaklardır.

Değerleme sonucu hesaplanan vergi, 3 eşit taksitte ödenebilecektir. Birinci taksitin beyan edilen ayın sonuna kadar, ikinci taksitin onu takip eden 2. ay içerisinde, 3. taksitin ise ilk taksiti takip eden 4. ay içerisinde ödenmesi gerekmektedir.

Beyanın zamanında yapılmaması ya da tahakkuk eden verginin taksitlerinin sürelerinde ödenmemesi veya kısmen ödenmesi durumunda bu fıkra hükümlerinden faydalanılamayacaktır.

Söz konusu 31 ‘inci Geçici Madde ile getirilen bu haktan yararlanmak için, başlangıcı 16.07.2021 tarih ve son işlem tarihi de, 31.01.2022 olarak sınırlandırılmıştır. İlk beyan veriliş ve ilk taksit ödeme tarihi de yine 31.01.2022 olarak esas alınacaktır.

FİRMALAR BU AVANTAJLI UYGULAMADAN BİR ŞEKİLDE YARARLANAMAZSA NE OLUR?

Yukarıda bahsi geçen Geçici 31’inci maddeden yararlanma süresi 31.01.2022 tarihinde son olmakla beraber, aynı haklara matuf uygulamadan Geçici 32’nci madde kapsamında da yararlanılabilmek mümkündür. Burada çok önemli ayrıntıyı vermemiz gerekmektedir.

Şöyle ki; Geçici 31’inci madde, 2021 yılına ilişkin vergi avantajlarının kaybedilmesi dışında geleceğe yönelik bir etkisi bulunmuyor.

Geçici 32 ve Mükerrer 298-ç kapsamında yeniden değerlemelerin yürürlük tarihleri ise;  01.01.2022 ‘dir. Tarihten de anlaşılacağı üzere, bu uygulamalar an itibariyle mükelleflerin iradelerini yoracak karar vermeleri gereken bir durumları yoktur.

ENFLASYON DÜZELTMESİ UYGULAMASI VE YENİDEN DEĞERLEME

VUK’un298/1-a maddesine göre; fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dâhil son üç hesap döneminde %100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10’dan fazla olması halinde malî tablolar enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.

Elbette henüz belli olmayan ve fakat kesin gözüyle baktığımız enflasyon düzeltmesi ve veya enflasyon muhasebesinin iki şekilde uygulanmamak üzere düzenleme yapılacağını belirtmek isterim.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın % 10 oranını % 25 seviyesine çıkarmaya yetkisi vardır. Eğer Cumhurbaşkanı bu oranı artırırsa bir ihtimal olarak enflasyon düzeltmesi uygulanmayacaktır.

Bir başka realite ise, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tarafından 03 Ocak 2022’de açıklanacak olan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Aralık’ta istenilen oranda değilse ( %1,5 oranında azalması) Vergi Usul Kanununda yer alan şartlar sağlanmış olacak. Bu durumda hem iş dünyası hem de Mali İdarenin insicamının bozulmaması için yetkisine binaen, Hazine ve Maliye Bakanlığı ‘nın devreye girmesi gerekecektir. Erteleme de çözüm önerileri arasında eser zaman aralığında yer alabilir.

Ya yoksa bilanço esasına göre defter tutan tüm gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri zorunlu olarak enflasyon muhasebesi kapsamına gireceklerdir. Oysa Yeniden Değerleme zorunlu değil, ihtiyaridir.

O halde, enflasyon şartlarının nasıl oluştuğunu da gözden geçirmekte fayda var. Aşağıya alıntıladığım hesaplama, Değerli Ustam Cevdet Akçakoca(YMM)’nın kaleme aldığı yazısındandır.

2021 yılında enflasyon düzeltmesi şartları oluşmuş mudur acaba diye bir bakalım. Son üç hesap döneminde ve içinde bulunulan yılda acaba enflasyon oranı nedir, hesaplayalım.
a. 2021 yılı enflasyonu
2020 yılı aralık ayı Yİ-ÜFE göstergesi 568,27
2021 yılı Aralık göstergesi belli olmadığı için kasım ayı göstergesini ele alalım.
Kasım sonu Yİ-ÜFE göstergesi: 858;43
858,43/568,27 = %151.06. Yani 2021 yılı on bir aylık enflasyonu %51,06’dır. Öyle ise 2021 yılında enflasyon oranı %10 un üzerindedir ve birinci şart yerine gelmiştir.
b. Enflasyon düzeltmesi yapılabilmesi için ikinci şart ise son üç yılın veya 36 ayın enflasyon oranının %100 ün üstünde olmasıdır.
2018 yılı Aralık sonu  Yİ-ÜFE göstergesi             422,94
2021 yılı Kasım sonu Yİ-ÜFE göstergesi              858,43
35 aylık enflasyon oranı 858,43 / 422,94  =         2.0296

Yani 35 aylık enflasyon oranı %102,96 olmuş ve 35 ayda Yİ – ÜFE artışı %100’ü geçmiştir.
Bu durumda ikinci şart da yerine gelmiş olmakta ve enflasyon düzeltmesi yapılması gerektiği düşünülmektedir. 

Ancak, Aralık ayı sonunda Yİ – ÜFE göstergesi 843 ve daha altına düşerse enflasyon oranı 843/422,94 = 199,32 yani üç yıllık artış %99,32 olacaktır. Bu takdirde son üç yıllık veya 36 aylık enflasyon oranı %100 ün altına düşmüş olacaktır.
Eğer böyle bir oranda enflasyon ve gösterge gerçekleşirse enflasyon düzeltmesi yapılamayacaktır, çünkü şartlardan biri yerine gelmemiştir.
Olur mu? Geçmişteki endeksleri incelediğimizde 2010, 2015 ve 2018 yıllarında son aylarda endeksin düştüğü görülmektedir.
Eğer, 2021 sonunda gösterge rakamı 858 ve üzerinde olursa enflasyon düzeltmesi yapılacak, 843 ve altında olursa enflasyon düzeltmesi yapılmayacaktır.

Biraz uzunca alıntıladığımın farkındayım. Lakin yukarıda anlatmaya çalıştığım konunun, özünde anlaşılması için güzel ve sade bir hesaplama olduğunun altını çiziyorum.

Anlaşılan, enflasyon muhasebesi veya enflasyon düzeltmesi çıkmazından kurtulmamız zor görünüyor.

O zaman mükelleflerin enflasyon muhasebesi sarmalına girip, girmediklerini tayin etmemiz açıklamamızda da belirttiğimiz üzere zor görünüyorsa da, iş insanlarına nasıl hareket etmelerini önerebileceğimiz hususu da aynı derecede önem arz etmektedir.

Peki, Mükellefler Enflasyon Düzeltmesi Veya Yeniden Değerleme İkileminde Nasıl Hareket Etmeli?

31 Aralık’a kadar bir şekilde belli olmayan ve iş insanları arasında sıkıntı yaratan bu durum aynı zamanda meslek insanları için de aşılması gereken kaostan başka bir şey değildir.

Yeniden değerleme mi yapalım? 03.01.2022 Tarihli TÜİK raporu sonucunda ya enflasyon düzeltme şartları hâsıl olursa? Ödenen değerleme tutarı ne olacak? Nasıl olacak? Vs. Vs.

Bu defa 30.11.2021 tarihinde yayımlanan VERGİ USUL KANUNU İÇ GENELGESİ – SIRA NO: 2021/1 üzerinden bir sonuca ulaşmayı hedeflersek… Nasıl olur? Bir bakalım.

Konu ile alakalı olarak, firmamıza senaryo yazacak olursak:

31.12.2021 Tarihi yaklaştıkça enflasyon muhasebesi veya yeniden değerleme arasında sıkışıp kaldığımızı varsayalım. Bu belirsizlikte 2021 yeniden değerleme neticesinde elde edeceğimiz menfaati de kaçırmak istemiyoruz. Senaryo gereği birden aklımıza şu çıkış yolu gelirse yani, 31.12.2021 yeniden değerleme yapalım ve fakat bunu çok düşük rakamlar üzerinden aldığımızı varsayalım! Hak kaybına uğramadan, şekil şartlarını yerine getirmiş olmuyor muyuz?

Şimdi gelelim TÜİK ‘in açıkladığı enflasyon rakamlarından sonra ne yapacağımıza! Öyle ki, sonuç enflasyon düzeltme çıkarsa yapacak bir şey yok. Ödediğimiz cüzi %2 tutarı geri almak için takipte oluruz.

Ne var ki, önceden yeniden değerleme yaparak %2 değerleme tutarını yatıran ve veya taksitlerini yerine getiren firmaların ödemiş oldukları tutarlar iade veya terkin edilebilir. Geri ödeme, iade veya terkin edilemez diyen üstatlarımızda var olmasına karşın yapılacak bir düzenleme ile bu sorun çözüme kavuşturulabilir. Kavuşturulmalı.

Ancak, enflasyon düzeltme çıkmadı diyelim. İşte o zaman hemen pişmanlıkla beyannamemizi düzeltme yoluna gidebiliriz kanaatindeyim. Basit bir örnek ile açıklamaya çalışalım:

  1. Yapılan yeniden değerleme miktarı 30 milyon olsun. Oysa biz bilinen durumlardan dolayı 1 milyon olarak bildirip, tutarın %2 ‘si olan 20.000 liranın üçte birini ödedik.
  2. B. Enflasyon düzeltmesi çıkmazsa pişmanlıkla ve süreyi geçirmeden 29 milyon daha tahakkuk ettirir farkı öder yeniden değerleme hakkını kaybetmeyiz.
  3. Enflasyon düzeltmesi şayet olursa, bu defa yasal prosedürleri takip ederek, 6.000 lirayı talep ederiz.

Böyle bir sonuca elbette söz konusu VUK İç Genelgesi 2021/1 ‘de yer alan,

2. Düzeltme Beyannamesi

“Ancak, kanuni süresi içerisinde verilen “Yeniden Değerleme Değer Artışına İlişkin Vergi Beyannamesi (213 sayılı Kanun Geçici 31. Madde-7326 Sayılı Kanunla Eklenen 7. Fıkra)”ne ilişkin olarak. 213 sayılı Kanunda yer alan hataların düzeltilmesi hükümleri kapsamında düzeltme beyannamesi verilmesi mümkündür.

Hükmünden hareketle ulaşıyorum.

Sonuç olarak;
Enflasyon muhasebesini her kesim kanıksamış durumdadır. Naçizane bu dispozisyonu, Ülkemizin içinden geçtiği realite göz önünde tutulduğunda hiç de rasyonel bir davranış olarak ön göremiyorum.  En kısa zamanda bir önlem alınmak kaydıyla, açıklamanın yapılması gerektiğine inanıyorum. Buradaki belirsizlik mali idarenin önceden çıkarmış olduğu düzenlemeleri yok sayacağından, iş dünyası yeniden değerlemeden uzaklaşarak, enflasyon düzeltmesini tercih edecektir.

Enflasyon düzeltmesi, yeniden değerleme gibi bir orana yani, ücrete tabi olmadığından, kimsenin bu haksızlıkta zarar görmesi düşünülemez. Devlet böyle bir durumu ön göremezlik yapamaz.

Kanaatim odur ki tüm bu sorunlar yumağında, Devletimiz gerekli hassasiyeti göstererek, enflasyon muhasebesini öteleyecektir veya uygulatmayacaktır.
Mesleğimizi seviyoruz ve Devletimizin yanındayız.

Kaynak:

VERGİ USUL KANUNU İÇ GENELGESİ – SIRA NO: 2021/1
Erdal GÜLEÇ – Enflasyon düzeltmesi ihtimali kafaları iyice karıştırdı

Selahattin İpek
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi